Antik Roma'da İlgi Gören Spor Dalları

 

ANTİK ROMA’DA İLGİ GÖREN SPOR DALLARI

 

AHMETCAN GÜNDOĞDU*

        

ÖZET

Antik Roma'da spor, toplumun hem eğlence hem de askeri eğitim için önemli bir parçasıydı. Atlı araba yarışları, gladyatör dövüşleri, atletizm, jimnastik ve yüzme gibi spor çeşitleri, Roma'nın askeri yapısı ve sosyal hayatı üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Roma'nın bu sportif faaliyetleri, Etrüskler ve Yunanlılardan etkilenilmiş ve zamanla Roma kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Başlangıçta dini ritüeller ile ortak amaç olarak ortaya çıkan oyunlar süreç içerisinde sosyal hayatın vazgeçilmez bir parçası ve iktidar ile halkın buluşma noktası olmuş, seyirci sayısı sürekli olarak artma eğilimi göstermiştir. Oyunların kitle üzerindeki etkisini fark eden iktidar sahipleri ise seyirci odaklı sportif etkinleri politik amaçlarla yüzyıllar boyunca etkin biçimde kullanmaya çabalamışlardır. Bu spor etkinlikleri, toplumu bir araya getiren ve sosyal çatışmaları hafifleten önemli araçlar olmuştur. Bu makalede Antik Roma’da rağbet gören spor branşları olduğu hakkında genel bilgiler vereceğiz.

 



 

  GİRİŞ

Antik Romalılar hem kapalı hem de açık hava sporlarını içeren çeşitli sporlar yapıyorlardı. Roma da çeşitli sporları Antik Yunan'dan aldı ve fiziksel güç ve dayanıklılık gösterisine dönüştürdü. Zengin Romalılar, villalarında gymnasia ve palaestrae olarak bilinen büyük oyun alanlarına ve yapılara sahipti. Sporlar genellikle bu yerlerde oynanıyordu çünkü zenginler için bir statü sembolü olarak görülüyordu. Sonunda imparatorluğun spora olan himayesi, İmparator Nero döneminde[1] ilk halka açık gymnasiyumun inşa edilmesiyle ve ardından dev amfitiyatroların inşa edilmesiyle gerçekleşti. Zaman geçtikçe, şiddet içeren sporlar ve büyük amfitiyatrolar Roma gücünün sembollerinden biri haline geldi.

İmparator Nero[2], MS 37'den MS 68'e kadar Roma'yı yönetti ve sporlara yönelik büyük ölçekli devlet himayesi onun döneminde başladı. Bu, özellikle gladyatörlerin şiddetli dövüşleri olmak üzere çeşitli sporlar için büyük amfitiyatroların inşa edilmesiyle sonuçlandı. Nero'dan önce, zengin insanlar villalarında inşa edilen spor salonlarındaki sporları kişisel olarak finanse ediyorlardı. Hükümet tarafından inşa edilen amfitiyatrolar, yarış pistleri olan büyük stadyumlardı. Bu amfitiyatrolarda ayrıca vahşi hayvanlar için odalar ve oyuncuların dua edebileceği şapeller vardı. Bu dönemde sporculara gerekli ilgi ve değer gösterilmeye başlandı. Zengin insanlarla sınırlı kalmayıp halkında dahil olması ve motive olması ve halktan sporcular seçilmesi toplumu motive ediyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1.ARABA YARIŞI

Araba yarışı, Yunan geçmişine uzanan uzun bir mirasa sahiptir. Homeros'taki kahramanların mevsimlik oyunlarının bir özelliğiydi ve aynı zamanda Antik Yunan Olimpiyat Oyunları'nın da bir özelliğiydi. Romalılar, kendilerine özgü bir şekilde, bu alışkanlığı alıp antik Roma'daki en popüler toplum eğlencesi olarak gösteriye dönüştürdüler[3]. Bu heyecan verici gösteri, sirk adı verilen muhteşem arenalarda gerçekleştirilirdi ve Roma'daki Circus Maximus bunların en büyüğüydü. Araba yarışları, profesyonel sürücülerin atlı arabaları bir pistte manevra yaparak zafer ve şan için yarışmasını içeriyordu. Takımlar, her biri farklı bir renkle temsil edilen dört gruba ayrılmıştı: kırmızı, mavi, yeşil ve beyaz. Arabalar bir uçtaki başlangıç ​​kapılarından çıkarlardı. Circus Maximus'ta 12 başlangıç ​​kapısı vardı ve arabalar sürücüleri deriye sarılı ve takım renkleriyle çıkarlardı. Sirkin turunu yedi kez tamamları gerekirdi ve yarışı tamamlamak için de yedi tur atmaları gerekirdi. Bu yarışlar büyük kalabalıklar çekiyordu ve gruplar arasındaki rekabet genellikle yoğun duyguları ve hatta isyanları alevlendiriyordu. Bu denli kalabalık ve taraftar toplayan bir spor olan araba yarışları yetişkin erkeklerin kendini ispatlaması gereken ve toplumda saygı oluşturan bir branş olması hasebiyle yoğun ilgi görmüş diyebiliriz. İktidarlar bu yarışları kendi menfaatleri içinde kullanmışlardır.

     1.1 Circius Maximus’ta Araba Yarışı

Sirk, araba yarışlarının sahnelenmesi için mermi şeklinde özel bir arenaydı. Roma dünyasındaki en büyüğü Roma'daki Circus Maximus'tu; Circus Maximus "En Büyük Sirk" anlamına gelir. Dört kat yüksekliğinde, her iki tarafında yarım Roma mili olan, arabaların yarıştığı yarış arenasının ortasında büyük bir omurga bulunan muazzam bir yapıydı. Yaklaşık 200.000 kişiyi ağırlayabiliyordu ve bu da onu insanlık tarihinde bugüne kadar inşa edilmiş en büyük spor arenası yapıyordu[4]. Araba yarışları ve tarihi kayıtlar, bu yarışlar gerçekleştiğinde şehrin neredeyse bomboş olduğunu söylüyor. Genellikle uygulanan şekil, takımlar halinde yarışan 12 arabadan oluşuyordu. Renklere göre ayrılan dört takım vardı: mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz. Taraftarlar, modern sporlara benzer şekilde, bireysel sürücüleri veya atları takip etmektense takım rengini daha çok takip ediyorlardı. Arabalar uçlardaki başlangıç ​​kapılarından çıkarlardı. Circus Maximus'ta 12 başlangıç ​​kapısı vardı ve arabalar sürücüleri deriye sarılı ve takım renkleriyle çıkarlardı. Sirkin turunu yedi kez tamamlayamaya çalışırlardı.

 

      2. HARPASTUM

Bilim insanları, harpastum'un kesin kurallarını tam olarak belirleyememişlerdir, ancak bu oyun sıklıkla antik döneme göre günümüzdeki rugby ile eşdeğer olarak benzetebiliriz. Roma kültürünün birçok öğesi gibi, harpastum da Yunan dünyasındaki episkyros adlı bir oyundan esinlenmiştir. Romalılar bu oyunu harpastum adıyla benimsediler ve günlük dilde küçük top oyunu olarak adlandırdılar. Romalıların spor için kullandıkları dört farklı boyutta top bulunuyordu ve bunların en küçüğü harpastum için kullanılıyordu, bu nedenle bu ismi aldı. Kum veya saçla doldurulan harpastum topu, yaklaşık yirmi santim çapında olup voleybol topu büyüklüğündeydi. Harpastum, her iki tarafında yaklaşık on iki adam bulunan iki takım arasında oynanırdı ve modern futbol sahasından biraz daha küçük, dikdörtgen bir alanda yapılırdı. Sahanın her iki ucunda çizgiler bulunurdu ve oyunun amacı topu karşı takımın çizgisinin ötesine taşımaktı. Oyuncular topu takım arkadaşları arasında paslaşarak veya ayakla vurarak ilerletirlerdi ve karşı takım topu havada yakalayarak ya da oyuncuları yere düşürerek ele geçirmeye çalışırdı. Çizgiyi geçip sayı adında puan topluyorlardı ve belirli süre sonra kim daha çok sayı topladıysa o kazanıyordu.[5] Harpastum'un kökeninin az olması nedeniyle, kökeninin tarihini belirlemek zordur. Oyun Roma kültürüne ait olduğundan, Roma Cumhuriyeti'nin yükselişinden önce var olmamış olması muhtemeldir, bu da en erken olası ortaya çıkışının MÖ 5. yüzyıl civarına veya hemen öncesine denk geldiği tahmin ediliyor.

 

 

 

 

 

 3. BOKS

Boks, MÖ sekizinci yüzyıldan kalan, dünyadaki en eski sporlardan biridir. Bu nedenle Romalılar, halka açık ilk boks müsabakalarını düzenlerken yeni bir spor icat etmemişlerdi. Roma boksu hem Yunan hem de Etrüsk versiyonlarından esinlenmiştir. Roma boksu geleneksel olarak atletik yarışmalar için kullanılan bir arena olan palaestra'da yapılırdı. [6]Boksörler çıplak olarak yarışırdı. Roma boksunun şiddeti, en vahşi taktiklerin hepsinin kullanımına izin verilmesinden anlaşılıyordu. Bazı kaynaklarda Etrüsk ve roma askerlerinin kafalarında hayati yaralar ve kesikler açıldığı belirtiliyor. Bu korkunç manevraların da gösterdiği üzere, Roma boksu modern boksla neredeyse hiç benzemiyor.

İlk olarak Roma boksunda sıklet sınıfları yoktu, bu da daha küçük boksörlerin sıklıkla daha büyük rakiplerle mücadele ettiği anlamına geliyordu diyebiliriz. Modern bokstan bir diğer fark da antik sporun dayanıklılığa daha fazla öncelik vermesiydi. Roma boksunda "raunt" yoktu, bu yüzden bir maç, katılımcı bayılana veya işaret parmağını kaldırarak pes edene kadar sürerdi. Bu, başarılı boksörlerin nefeslerini toplamak için herhangi bir mola vermeden uzun maçlar yapmak için dayanıklılığa ihtiyaç duyduğu anlamına geliyordu. Roma boksörleri el koruması için eldiven kullanmazlardı. Bunun yerine ellerinin etrafına sarılan ve parmaklarını dövüş için serbest bırakan deri kayışlar olan himantes giyerlerdi.

4. GLADYATÖR DÖVÜŞLERİ

Antik Roma'da gladyatör dövüşleri hem eğlence hem de toplumsal bir gösteri olarak büyük bir öneme sahipti. Bu dövüşler, genellikle arenalarda, büyük kalabalıkların önünde gerçekleştirilirdi. Gladyatörler, eğitimli dövüşçüler olup, köleler, suçlular veya savaş esirlerinden oluşurdu. Gladyatör okullarında eğitilen bu dövüşçüler, çeşitli silah ve zırhlarla donatılır ve farklı dövüş tarzlarına göre uzmanlaştırılırlardı. Gladyatör dövüşlerinin kökenleri Etrüsklere kadar uzanır ve Roma'ya Etrüsk kültüründen geçmiştir. Bu dövüşler, başlangıçta cenaze törenlerinin bir parçası olarak gerçekleştirilir ve ölen kişiye onur vermek amacı taşırlardı. Ancak zamanla, Roma İmparatorluğu'nun genişlemesi ve halkın ilgisi doğrultusunda, gladyatör dövüşleri büyük eğlence organizasyonlarına dönüştü. Gladyatörler, arenada çeşitli karşılaşmalarda yer alırdı. Bu karşılaşmalar, gladyatörlerin birbirleriyle dövüşmesi, vahşi hayvanlarla mücadele etmesi veya sahte savaşlar gibi farklı türlerde olabilirdi. Her dövüş, arenadaki seyirciler tarafından büyük bir heyecanla izlenirdi. Gladyatör dövüşleri, sadece fiziksel yeteneklerin sergilenmesi değil, aynı zamanda cesaret, onur ve hayatta kalma mücadelesinin bir göstergesiydi. Roma İmparatorluğu'nun zirve döneminde, gladyatör dövüşleri imparatorlar tarafından politik amaçlarla da kullanıldı. Halkın desteğini kazanmak ve sosyal düzeni sağlamak amacıyla büyük ve gösterişli dövüşler düzenlenirdi. [7]Ancak, Hristiyanlık dininin yayılması ve bu tür dövüşlerin şiddet ve vahşetinin eleştirilmesi sonucu, MS 4. yüzyılda gladyatör dövüşleri sona erdi.

ATLETİZM

Antik Roma'da atletizm, Yunan kültürünün etkisi altında büyük bir gelişme göstermiş ve Romalılar, Yunanlılardan miras kalan olimpiyat oyunlarına büyük bir ilgi duymuşlardır. Atletizm, Roma toplumunda hem eğlence hem de askeri eğitim amacıyla önemli bir yer kazanmıştır. Romalılar, fiziksel güç ve dayanıklılık geliştiren sporları tercih etmişlerdir. Koşu, atlama, disk atma, cirit atma ve güreş gibi spor dalları yaygındı ve bu etkinlikler, Roma'nın geniş sınırları içinde düzenlenen büyük yarışmalar ve festivallerle desteklenmiştir. Koşu yarışları, Roma'nın en popüler atletizm etkinliklerinden biriydi. Sporcular, kısa mesafe sprintlerinden uzun mesafe maratonlara kadar çeşitli yarışmalarda yarışırlardı. Bu yarışmalar, düz pistlerde veya oval arenalarda düzenlenirdi. Koşu yarışları hem halkın ilgisini çekerdi hem de sporcuların fiziksel dayanıklılıklarını sergilemelerine olanak tanırdı. Atlama yarışmaları da Roma atletizminde önemli bir yer tutardı. Özellikle uzun atlama, sporcuların hızla koşarak belirlenen bir noktadan atlayarak en uzak mesafeyi kat etmeye çalıştığı bir etkinlikti. Disk atma ise dairesel bir metal diskin mümkün olan en uzak mesafeye fırlatılmasıyla oynanırdı. Sporcular, diskleri dönerek ve hızı artırarak fırlatırlardı. Cirit atma, uzun ve ince bir mızrağın mümkün olan en uzak mesafeye fırlatılmasıyla gerçekleştirilirdi. Sporcular, belirli bir alandan koşarak ciriti savurur ve en uzak mesafeye düşmesini sağlamaya çalışırlardı.

Bu etkinlikler genellikle büyük arenalarda, halka açık alanlarda veya özel spor sahalarında düzenlenirdi. Circus Maximus gibi büyük arenalarda düzenlenen atletizm yarışmaları, hem halkın ilgisini çeken önemli sosyal etkinlikler haline gelmiş hem de sporcuların yeteneklerini sergilemesine olanak tanımıştır. Roma dönemi atletizm oyunları, sadece fiziksel yeteneklerin sergilenmesi değil, aynı zamanda Roma toplumunda sosyal bir statü sembolü olarak da kabul edilirdi ve başarılı sporcular büyük saygı görürdü. Ayrıca, sporun Roma askerlerinin fiziksel kabiliyetlerini artırmada ve disiplinlerini pekiştirmede önemli bir rol oynadığı düşünülmüştür.

SONUÇ

Sonuç olarak spor faaliyetleri hem eğlence hem de askeri eğitim amacı taşıyordu. Atlı araba yarışları, gladyatör dövüşleri, roma boksu, harpastum gibi çeşitli spor dalları, Roma toplumunda geniş bir yelpazeye yayılmıştı. Bu sporlar, sadece fiziksel yeteneklerin sergilenmesi değil, aynı zamanda cesaret, onur ve toplumsal statü kazanma aracı olarak da büyük bir anlam taşıyordu. Roma sporları, Etrüskler ve Yunanlılar gibi çevre uygarlıklardan etkilenmiş ve Roma kültürüne özgü hale gelmiştir. Özellikle gladyatör dövüşleri ve atlı araba yarışları, büyük arenalarda geniş kitleleri bir araya getirerek toplumsal bir etkinlik haline gelmiştir. Bu spor etkinlikleri, halk arasında birlik ve rekabet duygularını pekiştirmiş ve sosyal çatışmaların hafifletilmesine katkı sağlamıştır. Roma sporları, toplumun askeri yapısıyla uyumlu olarak, gençlerin fiziksel eğitimi ve savaş hazırlığı için önemli bir araç olmuştur. İmparatorlar, halkın desteğini kazanmak ve sosyal düzeni sağlamak amacıyla büyük spor organizasyonları düzenlemiştir. Böylece spor hem sosyal hem de politik yaşamda merkezi bir rol oynamıştır. Antik Roma'da spor, toplumsal, kültürel ve askeri yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Spor faaliyetleri, Roma toplumunda fiziksel sağlığın, cesaretin ve toplumsal birliğin sembolü olarak büyük bir önem taşımaktaydı. Roma sporlarının zengin çeşitliliği ve toplumsal etkileri, Antik Roma'nın kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur.


 

KAYNAKÇA

AKKURT Melek, Roma’da Atlı Araba Yarışları ve Gladyatör Dövüşleri, Gazi beden eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, c 28, s [92-101]

ŞİNOFOROĞLU Tolga, Krallıktan Cumhuriyete Roma’da Spor, Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, c19 s4 ss [3-5]

ÇALIŞIR Melih, Sporda Şiddet Bağlamında Roma’da Boks, Bitlis Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c5 s12 ss[5-6]

UZUNARSLAN Abdurrahman, , Antik Roma’da Gladyatör Oyunları, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c 8 s 


[1] Vladimir KUZİNEV, NERON ROMAYI YIKAN İMPARATOR, çev. Billur C. Yılmaz, Parşömen Yay., Ankara 2021 s [7-9]

[2] KUZİNEV, a.g.e, çev. Billur C. Yılmaz, s. [3-4]

[3] Melek AKKURT, Roma’da Atlı Araba Yarışları ve Gladyatör Dövüşleri, Gazi beden eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, c 28, s [92-101]

[4] AKKURT, a.g.m, s [94]

 

[6] Melih ÇALIŞIR, Sporda Şiddet Bağlamında Roma’da Boks, Bitlis Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c5 s12 ss[5-6]

[7] Abdurrahman Uzunaslan, Antik Roma’da Gladyatör Oyunları, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, c 8 s 15

Tags

#buttons=(Tamam) #days=(20)

Web sitemiz deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Daha Fazla Bilgi Edinin
Ok, Go it!