Abydos Kraliyet Mezarı Planı |
Abydos Kraliyet Mezarları
Antik Mısırlılar, ilk firavunların
bu bölgeden, yani Abydos’un dini merkez olduğu This (Tinis) kentinden geldiğine
inanırlardı. Abydos’ta yüksek çöl kayalıkları büyük bir körfez oluşturur ve bu
alan V şeklindeki bir yarıkla ikiye bölünür. Mısır’ın en eski kralları bu
yarığı, Öteki Dünya’ya geçiş yolu olarak görmüş olmalılardı çünkü mezarlarını
bu yarığın hemen altına, kayalıklardan uzanan bir çıkıntıya inşa ettiler. Bu
çıkıntı, araziye ulaşan vadinin üzerindedir. Günümüz Mısırlıları bu mezarlık
alanına “Çömleklerin Anası” anlamına gelen Umm el-Qa’ab adını vermişlerdir. Bu
isim, eski Mısırlıların bıraktığı çok sayıda çömlek parçasının yığınlarından
gelmektedir.
Birinci Hanedanlık’tan önce birkaç kuşak
boyunca, yerel yöneticilerin mezarlarını uçsuz bucaksız çölde, yüksek
kayalıklar arasındaki geçitlere yakın yerlere yaptırmaları bir gelenek haline
gelmişti. Örneğin, Hierakonpolis’in (Nekhen) protodinastik yöneticileri,
mezarlarını Wadi Abu Sufyan’da yaptırmışlardır. Bu mezarlar, Michael Hoffman
tarafından keşfedilmiştir ve Nekhen tapınak höyüğünün inşa edildiği dönemle
aynı zamanlara tarihlenmektedir.
Umm el-Qa’ab’da Arkeolog Günter
Dreyer, Predinastik Dönem’e ait Mezarlık U alanında yer alan bir dizi
mezarın zamanla kraliyet mezarlarına dönüştüğünü ortaya koymuştur. Bu alan,
devletin oluşum sürecine dair olağanüstü bir kayıt sunmaktadır. Küçük çukur
mezarların arasından sıyrılan büyük kerpiç mezarlar dikkat çekmektedir.[1] Bunlar arasında en büyüğü Uj
Mezarı’dır. Bu mezarda, bir zamanlar ahşap bir kutsal tapınak yer alıyordu.
Dreyer, mezarın içinde hükümdarlığın sembolü olan fildişi bir Heqa Asası
(krallık asası) bulmuştur. Bu asa hükümdar anlamına gelen bir hiyeroglifi
temsil eder.[2]
[3]
Uj mezarı bir ev modeline göre inşa
edilmiştir. Toplam 12 odası, merkezi bir avlusu ve sembolik kapılarıyla bir
saray planı sunar. Odaların birçoğunda yüzlerce Mısır yapımı ve Filistin
menşeli çömlekler bulunmuştur.[4] Mezardaki erken dönem
hiyeroglifler, bu yöneticinin taşradan ve yurtdışından büyük gelirler elde
ettiğini göstermektedir. Mezarı, tüm ülke tarafından desteklenen ve “büyük ev”
(per-aa / firavun) olarak kabul edilen kralın evi gibi kurgulanmıştır. Bu
anlayış, Eski Krallık dönemindeki piramitlerde de devam eder.
Uj Mezarı ile yaklaşık 150 yıl
sonra yaşamış Hor-Aha’nın mezarı arasında yalnızca 11 dikdörtgen mezar yer
almaktadır. Bunlardan üçü – her biri iki kerpiç çukurdan oluşur – Mısır’ın
yavaş yavaş birleştiği Hanedanlık dönemi diyebileceğimiz kralları olan Iry-Hor,
Ka ve Narmer’e aittir. Ardından,
Narmer’in küçük mezarının yakınına şaşırtıcı derecede büyük ve karmaşık bir
mezar inşa edilmiştir. Bazı araştırmacılar bu mezarı Menes olarak bilinen ve 1.
Hanedanlık’ın ilk kralı olan Hor-Aha’ya ait saymışlardır.
Hor-Aha’nın mezarı, tıpkı sonraki
mastabalar ve piramitler gibi aşamalı olarak inşa edilmiştir. Başlangıçta iki
odalı bir yapı iken, zamanla kerpiçle kaplanmış üç büyük çukura dönüşmüştür.
Kral muhtemelen ortadaki çukura gömülmüş ve mezar, içteki ahşap odanın etrafını
saran kerpiç duvarlarla korunmuştur. Kral mezarının etrafında yer alan 34 küçük
çukur mezar, kralın maiyetinde bulunan saray mensuplarına aittir. Arkeolojik
analizler, bu kişilerin muhtemelen kralla birlikte öbür dünyaya eşlik etmek
üzere kurban edildiklerini ortaya koymaktadır. Bu kişilerin çoğu 25 yaşın
altındaki erkeklere aittir. Ayrıca, son odanın çevresinde genç aslanlara ait
kemik kalıntıları da bulunmuştur.[5] Bir sonraki kral olan
Djer’in mezarı ise Birinci Hanedanlık döneminin Abydos’taki en büyük mezarıdır.
Bu mezarın çatısı 12 x 13 metre ölçülerindeydi ve muhtemelen çamur, saman ve
ahşapla kaplanabilecek en geniş alanlardan birini temsil etmektedir.
[1] Kathryn Bard, An Introduction
to the Archaeology of Ancient Egypt, Wiley-Blackwell, New Jersey, 2007, s. 53.
[2] Günter Dreyer, The Early
Dynastic Cemetery at Umm el-Qaab, in The Oxford Handbook of the Archaeology of
the Near East, Oxford University
Press, Oxford, 2015, s. 98-115.
[3] Toby A.H. Wilkinson, The Rise
and Fall of Ancient Egypt, Random House, New York, 2010, s. 45-67.
[4] Günter Dreyer, Abydos: The
Early Dynastic Cemeteries of Umm el-Qa’ab, Mainz, 1998, s. 58-60.
[5] Zahi Hawass, The Valley of the
Kings: The Tombs and the Treasures of the Pharaohs, American University in Cairo Press, Cairo, 2000,
s. 45-50.